Donnerstag, 29. April 2010

Kepek nedir ve neden olur?

Kepek nedir ve neden olur?

Kepeğin Latince adı '"pityriasis capitis'tir". Bu durum aslında seboreik egzemanın inflamatuar olmayan hafif bir formudur.


Normalde INSAN derisi ,kendini yenilediğinden, deri yüzeyinde bulunan ölü hücreler altta oluşan yeni hücreler tarafından atılır.


Kepek probleminde bu süreç "aşırı" hızlanmıştır ve çok sayıda hücre atılımı olduğundan, bu hücreler infaplus.blogspot.com kümeler oluşturarak ,gözle görülebilir hal alabilirler.

Kepek problemi özellikle koyu renkli kıyafetler giyildiğinde belirgin hale gelir. Ayrıca saçlı deride kaşıntı da bulunabilir.

Bir çok kişi kepek problemini, saçlı derilerinin kuru olmasına bağlar. Bu nedenle de saçlarını şampuanla yıkamayı bırakır infaplus.blogspot.com veya daha seyrek olarak yıkar. Çünkü yıkamanın saçları daha çok kurutacağını düşünür. Fakat bu uygulama ,"doğru" değildir.



Kepeklenme sadece deri hücrelerinin döngüsü arttığında gelişir. Kepeklenmenin, derimizde normalde de bulunan '"Pityrosporum ovale"' denilen bir, mantarın miktarını aşırı arttırması sonucu geliştiği düşünülmektedir.

Kepek engellenebilir mi?
Kepek problemi kesin infaplus.blogspot.com olarak çözümlenmese de, bu durum kontrol altına alınabilir. Kepeklenme yaş ilerledikçe gerileyebilir.

Mittwoch, 21. April 2010

Sivilce nasil olusur

Akne tıkalı gözenekler (siyah ve beyaz noktacıklar), kırmızı kabarcıklar, iltihaplı kabarıklıklar ve derinin derin tabakalarında kistlerle seyreden bir hastalıktır. Hastalık genellikle yüzde, boyunda, göğüste, sırtta, omuzlarda ve hatta kolların üst bölgesinde görülebilir. Ergenlik döneminde bir çok kişide sivilce vardır. "Bununla birlikte 20'li yaşlara kadar, hatta kırk yaşına kadar sivilce görülebilir". Akne birkaç yıl içinde tedavi edilmeden geriler, fakat bu süreçte tedavisiz kalmaya gerek yoktur. Ayrıca tedavi edilmeyen sivilce iz bırakabilir.

Akne yaşamı tehdit eden bir hastalık olmadığı halde, hastayı psikolojik açıdan negatif etkiler. "AYRICA SIVILCELER CIDDI VE KALICI IZLER BIRAKABILIR."

"Sivilce nasıl oluşur?"
Erkeklerde ve bayanlarda erkeklik hormonu ergen dönemde artarak, yağ bezlerini uyarır ve büyümesine neden olur.Yağ bezlerinin sık olduğu yüz, sırt ve göğüs gibi alanlarda akne sıkgörülür. Nadiren akne hormon bozukluklarla birlikte görülebilir.
Yağ bezleri folikül dediğimiz saçı da içeren bir kanalda bulunur. Yağ bezleri sebum denen yağlı bir maddeyi salgılarlar, bu madde kanal boyunca ilerleyerek deri yüzeyindeki gözeneklerden atılır. Yağ bezi kanalının deriye açıldıkları yere por denilir. Kanaldan salgılanan yağ ve yine kanaldan atılan ölü deri hücreler ile birleşerek deri gözeneklerini tıkar. Böylece bu kanalda rahatlıkla bakteri ürer. Bu bakterilerin ürettiği kimyasal maddeler yağ bezinde iltihabi reaksiyonu uyarır ve böylelikle kanalın duvarı çatlar. Sebum, bakteri ve ölü hücrelerin deri içinde dağılımı kızarıklık, şişme ve infaplus.blogspot.com iltihabi reaksiyona neden olur.

"Temizleme"
Derideki siyah noktalar yağ foliküllerinin deriye açıldıkları yerde yağ ve ölü hücrelerin oluşturduğu tıkaçlar sonucunda ,gelişir infaplus.blogspot.com ve siyah noktaların kirle alakası yoktur. Normal bir cilt bakımı için cildin iki kere sabunla yıkanması gerekir. Akne kirden kaynaklanmaz. Cildi çok sık ve şiddetli yıkamak aknenin kötüleşmesine neden olur.

"Diyet"
Akne yediğimiz yiyeceklerden kaynaklanmaz. Akne yiyeceklerden bağımsız olarak kendiliğinden iyileşebilen veya kötüleşebilen bir hastalıktır. Tek başına yapılan diyet akneyi kontrol etmeye yetmez. Fakat aknenizi arttıran gıdaları saptadıysanız, bu yiyeceklerden uzak durulmalıdır. Herkeste olduğu gibi akneli hastalara da dengeli beslenme tavsiye edilir.

"Güneş"
Bronzlaşmak akneyi baskılar, fakat bu durum geçicidir. Güneş erken deri yaşlanmasına ve kansere neden olduğundan güneşte ve solaryumda yanmak ,önerilmez. Bu nedenle akneli hastalar güneş altındayken, yağsız jel veya losyon tarzında güneşten koruyucular kullanmalıdırlar.

"Kozmetikler"
Eğer bir nemlendirici veya fondöten kullanıyorsanız bu ürünün yağsız su bazlı olduğundan emin olun. Üzerinde not-komedojenik( siyah nokta oluşturmaz) veya ,non-acnegenic, ibaresi bulunan ürünleri kullanın. Her, gece makyaj malzemenizi su ve sabunla temizleyiniz. Benzoil peroksit, salisilik asit ve kükürt içeren losyonlar güvenle kullanılabilir. PUDRA içermeyen yağsız ürünler kapatıcı olarak kullanılabilir. Saç spreyi veya jellerini uygularken yüz bölgesi korunmalıdır.

"Tedavi"
Aknenin kontrolü uzun bir süreyi alır. Bütün sivilce tedavileri sivilceden korunmayı sağlar.Çıkan sivilceler kendiliğinden iyileşirler. Bu iyileşme zaman alır. Eğer sivilceleriniz "6-8" haftada iyileşmezse, tedavi değiştirilmelidir. Dermatoloji uzmanınızın tercih ettiği tedavi aknenizin tipi ve şiddetine göre değişir. Ara sıra akne benzeri bir döküntü makyaj malzemeleri, losyonlar veya ağızdan kullanılan ilaçlardan dolayı gelişebilir. Dermatoloji Uzmanınıza derinize uyguladığınız veya ağızdan kullandığınız tedaviler hakkında bilgi vermeniz gerekir.

Dermatoloji Uzmanınız A vitamini ve benzol peroksit içeren ve yağ bezlerinin tıkanıklığını açan ve bakteri üremesini engelleyen krem, jel ve losyonlar reçete edebilir. Bu ürünler ciltte kuruma ve soyulmaya yol açarlar. Dermatoloji uzmanı bu ürünlerin doğru kullanımı ve yan etkilerinden korunmak için gerekli bilgileri size belirtecektir.

Antibiyotiklerde akne tedavisinde deriye uygulanabilir. Bu ürünler daha şiddetli akne vakalarında kullanılır. Kist dediğimiz deri altında ağrılı kitleler var ise dermatoloji uzmanınız bu kistlere kortizon enjeksiyonu yapabilir.
Doktorunuz sivilcelerinizin içini boşaltabilir ve siyah ve beyaz noktalarınızı temizleyebilir. Kendi kendinize sivilcelerinizi patlatmayın veya sıkmayın. Sivilceler sıkıldıklarında daha kırmızı ve şiş hal alırlar ve iz bırakırlar.

Ağız yolu ile TETRASIKLIN, DOKSISIKLIN ve eritromisin içeren antibiyotikler ,sıklıkla orta veya şiddetli akne hastalarında özellikle sırt ve göğüs bölgesinde çok sayıda aknesi olanlarda kullanılır. Antibiyotikler yağ bezindeki bakteri sayısını ve derideki kızarıklığı direk olarak azaltır.

Doğum kontrol hapı kullanan kadınlarda sivilceler anlamlı oranda iyileşir, bu nedenle doğum kontrol hapları akne infaplus.blogspot.com tedavisinde kullanılabilir. Doğum kontrol haplarının antibiyotiklerle birlikte kullanımının, doğum kontrol haplarının etkinliğini azalttığı bilinmelidir. Doğum kontrol hapları nadiren ara, kanamalara neden olabilir. Eğer gebe veya emzikliyseniz veya gebe kalmak istiyorsanız bu durumu doktorunuza bildiriniz.

Daha şiddetli olgularda diğer ilaçlar kullanılabilir. Kadınlık hormonu içeren ilaçların kullanımı erkeklik hormonlarının etkisini azaltır. Diğer bir ilaç ise, diğer tedavilere cevap vermeyen şiddetli sivilce olgularında kullanılan isotretinoindir. Hastalar bu ilacın yan etkileri konusunda bilgilendirilmelidir. Gebelerde ve bebekte önemli sakatlıklara yol açabildiğinden tedavi esnasında gebe kalınmamalıdır.

"Akne izlerinin tedavisi"
Akne izleri çeşitli şekillerde tedavi edilebilir.laserle cilt soyma, dermabrasyon, kimyasal infaplus.blogspot.com peeling ve ,elektrocerrahi çukurcuk şeklinde olan sivilce izlerini tedavi etmek amacıyla kullanılabilir. Ayrıca bu tip izler kollajen, hyaluronik asit veya yağ gibi maddelerle doldurulabilir.

"Dermatoloji Uzmanınız hangi tedaviyi önerirse önersin, bu tedaviye akne tamamı ile ortadan kalkana kadar devam edilmelidir. Aknede kesin kür yoktur, fakat uygun tedavi ile izlerin gelişmesi engellenebilir."

Saç Ekimi

Saç ekimi dökülmüş veya seyrelmiş saçların tedavisi için kullanılan tek ve kesin tedavi yöntemidir. Doğru ellerde yüzde yüze yakın sonuç alındığından çok yüz güldürücü bir işlemdir. Saç dökülme nedeniyle olduğundan daha yaşlı görünme sorununu çözer ve dolayısıyla kişinin kendisiyle olan barışıklık düzeyini artırır. Tedavinin kalıcı olması en önemli noktalardan biridir.

"Saç ekimi nasıl yapılır?"
Genellikle iki yöntemle saç ekimi yapılmaktadır. Her iki teknik de canlı saç kökü naklini sağlar. Aralarındaki fark saçın alınma şeklidir. Birinci teknikte iki kulak arasında saç alınan yerde çizgi şeklinde bir iz kalırken, diğer teknik olan "FUE" (foliküler ünite ekstraksiyonu) yönteminde infaplus.blogspot.com arka kısımda saç alınan yerde herhangi bir iz kalmamaktadır. Her iki yöntemde infaplus.blogspot.com de doğru ellerde ekim yapılan alanda herhangi bir iz meydana gelmemektedir.

"İlk yöntem olan klasik yöntem nasıl uygulanır?"
Birincisi, klasik saç ekimi tedavisidir bu yöntemde ensenin biraz üzerinden iki kulak arasından alınan yaklaşık 10x3 cm ebatlı saçlı deri alınır. Bu alınan parça "2-3" kıl kökünü içerecek ,şekilde minik parçalara (mikrogreft) ayrılır. Mikrogreftler kel olan alanlara tek tek ekilir. Arkadan saç alındıktan sonra bu kısım dikilir ve ,bu kısımda sadece çizgi şeklinde yaklaşık 8-9 cm’lik bir iz kalır.

"Bu yöntemle ne kadar saç ekilebilir?"
Bu yöntemde tek seansta "5000-6000" civarında saç teli ("1400-1700 mikrogreft") ekilmektedir. Bu rakam bir seans için çok iyidir ve tek seferde açıklık çok g,eniş değilse tamamen kapanır. Tek seansta ortalama "5000-6000 "saç telinden fazla ekmek mümkün değildir. Arkadan alınabilecek dokunun bir limiti vardır. Bu rakamın üzerine söylenecek rakamlar doğru olmayacaktır.

"Bu yöntemle kaç seans uygulama yapılabilir? "
Bu klasik yöntemde "6 ay ara ile 2" en fazla da 3 seans ekim yapılabilmektedir.

Ameliyat ne kadar sürer?
Operasyon 3-4 saat kadar sürmektedir.

"FUE yöntemi nasıl bir yöntemdir? "
FUE (foliküler ünite ekstraksiyonu)yönteminde ise saçlar yine aynı alandan alınır. Yani ensenin biraz üzerinden, iki kulak arasında kalan alandan alınır. Fakat burada saçın alınma şekli farklıdır; saçlar ucu 1mm çaplı olan punch aleti ile alınır. Alınan her 1mm çaplı doku, içindeki saç sayısı bir iki veya üç civarında olabilir. Bu yöntemde bir günde "1000-1500" saç teli nakledilebilir. İşlem "3-4" gün arka arkaya uygulanabilir. "3-4" gün arka arkaya ekim yapıldığında "4000-5000" saç teli nakledilebilir. Seansların sayısı saç kökü nakli sayısına ve kişinin saçsız veya seyrek olan alanının ebatına bağlıdır. Bir seansta klasik yöntemde "5000-6000" saç teli nakledilebilirken, "FUE"(foliküler ünite ekstraksiyonu) yöntemiyle "3-4" gün ekim yapıldığında "4000-5000" saç teli nakledilebilir. Başka bir değişle "3-4" gün arka arkaya ekim yapıldığında, infaplus.blogspot.com klasik yöntemle tek seansta yapılan saç teli sayısına yaklaşılmaktadır. "FUE"(foliküler ünite ekstraksiyonu) yönteminde saçlar tek tek alındığından günlük işlem süresi "7-8" saat almaktadır.

"FUE yöntemi ne zaman tecih edilir?"
"FUE" (foliküler ünite ekstraksiyonu) uzun zaman alan ve pahalı bir tekniktir. "FUE" yönteminin infaplus.blogspot.com belirgin olan üstünlüğü arka kısımda saç alınan yerde herhangi bir iz kalmamasıdır. Saçını çok kısa kestirip kullanmak isteyen kişiler açısından bunun önemli olduğu dikkatimizi çekmektedir.

"Saçlar seans sonrasında nasıl görünür?"
Her iki yöntemde de ilk ekilen saçlar birinci ayın sonunda dökülüp, ekimden "2-3" ay sonra çıkmaya ve uzamaya başlar.

"Uygulamadan uzun süre geçtikten sonra saçlar yeniden dökülebilir mi? "
Ensenin biraz üzerindeki saçlar kalıcı olduğundan; bu bölge derisi mikrogreft için kullanıldığından dökülme ihtimali yoktur.

"Çıkan saçların görünümü doğal olacak mıdır? "
Saçlar kişinin kendisine ait olduğundan aynı renk ve karakterde çıkar. Ayrıca saç ekiminde sadece saç miktarı ve alınma biçimi değil ekilen saçların yönü, ön saç çizgisinin doğallığı en az ekilen saç miktarı kadar önemlidir. Bu ve benzeri detayların en iyi biçimde uygulanması ise işlemin Plastik Cerrah tarafından yapılması sayesinde olacaktır.

"Bu işlem kimler tarafından uygulanmalıdır?"
Saç ekimi tamamen Plastik (Estetik) Cerrahi kapsamında yer alan bir ameliyattır. Hangi tip saç ,ekimi olursa olsun işlemin, yasal olarak ameliyathanede ve Plastik Cerrah tarafından yapılması gerekmektedir. Sağlıklı ve güvenli olanı da budur. Herhangi bir hastalık bulaşmaması için işlemin steril ameliyathane infaplus.blogspot.com koşullarında yapılması şarttır. Plastik Cerrah dışında kimsenin saç ekim yapması yasal olmadığı gibi, elde edilebilecek kötü sonuçların daha sonra telafisi ya çok zor olmakta ya da mümkün olmamaktadır. Saç ekimi yapılırken ne tür ,bir anestezi uygulanır? Her iki tip saç ekimi lokal anestezi altında yapılmaktadır.

Sellülit

"Sellülit nedir?"
Kalça, basen, baldır derisinin portakal kabuğuna benzer kabarıklık ve çukurcuklar infaplus.blogspot.com göstermesine sellülit denir ve bu durum değişik şiddette ortaya çıkabilir. Sellülit tıp dünyasında lokalize distrofi olarak bilinir. Lipodistrofi vücudun bir veya bir çok alanında normalden farklı ve fazla yağ birikimesidir.

"Sellülit kimlerde görülür?"
1- Erişkin kadınların "% 85"'indan fazlasında sellülit vardır
2- Ergenlik çağından önce selllülit oluşmaz.
3- Oldukça nadir olarak erkeklerde de görülür.
4- Şişmanlıkla ilişkili değildir.

"Sellülit neden oluşur?"
Sellülitin nasıl oluştuğunu anlamak için, insandaki yağ dokusunun yapısını anlamak gerekir. Derinin hemen altında oldukça ince bir yağ dokusu bulunur. Bu tabaka deriyi travmadan korur ve ısı dengesini sağlar. Bu tabaka total vücut ağırlığı ile ilişkili değildir. Deri tabakasının daha da altında scarpus infaplus.blogspot.com facia denen vücudumuzun girinti ve çıkıntı gibi konturlarını oluşturan başka bir tabaka bulunur. Bu bölgedeki yağ hücreleri kilo alındığında genişler. Bu derin yağ tabakası esnek bir bağ dokusu ile iki bölüme ayrılmıştır. Bu bağ dokusu derinin üst kısmı ile kas tabakasını bir çengel gibi birleştirir. Bu bağ dokusu normal olmayan şekilde güçsüzleşirse, deri sellülitli bir görünüm alır. Araştırmacılar bağ dokusunda neden ve niçin bu değişikliklerin olduğununu saptamaya çalışmaktadır. Bu soruların infaplus.blogspot.com cevabının bulunması spesifik sellülit tedavilerinin keşfedilmesine neden olabilir.

"Sellülitin Sebepleri Nelerdir?"

1 -bozulmuş kan dolaşımı
2- fazla östrojen
3- toksin oluşumu
4- yaşlanma
5- kalıtsal yapı


"Sellüliti engellemek için neler yapılmalıdır?"
1- Egzersiz
2- kası güçlendirici çalışmalar
3- vitamin A ve C gibi antioksidanları almak
4- Liften zengin gıda rejimi
5- günde 12 bardak su içimesi
Yaşam biçimi sağlıklı yaşam şekline dönüştürüldüğünde sellülit azalacak ve yoğun tedavilere gerek kalmayacaktır.
Yukarıda listelenenlere ek olarak, şeker, tuz, kafein ve diğer bazı maddeler infaplus.blogspot.com sellülitin nedeni olarak gösterilmesine rağmen, tüm bu etkenlerin sellülitle ilişkisi kesin değildir. Örneğin hayatında hiç egzersiz yapmamış, patates ve çikolata tarzı gıdaları sıklıkla yiyen bir kadında hiç sellülit görülmeyebilir.

Yapılan en son araştırmalara göre sellülit oluşumunda yaş ve kalıtım en önemli faktördür. Bu nedenle egzersiz ve diet faydalı olabilirken, bu problemi tamamıyla çözmez.
Sellülit nasıl tedavi edilir?
"MEZOTERAPI"
"SELLÜLIT KREMLERI"

Deri Kanseri

Bütün kanser türleri içinde deri kanseri en sık görülenidir. Deri kanserinden korunmak için yapılması gereken güneşten korunmaktır. Güneşe aşırı maruz kalma (bronzlaşma dahil olmak üzere özellikle su toplaması ile seyreden ikinci derece güneş yanıkğı) deri kanserinin temel sebebidir. Daha az önemli faktörler tekrarlayan tıbbi ve endüstriyel X ışınlarına maruz kalma, yanık veya yara izi bırakarak iyileşen cilt hastalıkları, kömür katranı veya arsenik içeren maddelere mesleki olarak maruz kalma ve ailede cilt kanseri bulunmasıdır. Açık tene sahip olup güneş yanığı ihtimali fazla olan kişiler, daha yüksek riske sahiptir. Güneş ışınları deri kanserine sebep olan, en önemli neden olduğundan en önemli koruyucu önlem güneşten kaçınmaktır.

Güneşin dünyaya en dik ulaştığı saatler olan saat "10.00 ile 16.00" saatleri arasında güneşten ,korunun. Güneşin yeryüzüne dik ulaştığı saatlerde gölgeniz kendi boyunuzdan daha kısadır.
Açık renkli sıkı dokumalı koruyucu giysi ve geniş şapka kullanın.
Koruma faktörü en az "15" olan güneşten koruyucu kremler kullanın.

20 dakika güneşte kaldığında güneş yanığı geçiren bir kişi, (15) faktörlü bir güneşten koruyucu kullandığında 15 kat daha fazla süre (300 dakika) yanmadan güneşte kalabilir. Bununla beraber güneşten koruyucu kremler kullanarak da güneşte fazla kalınmamalıdır. Çünkü "UVA" gibi güneş ışınları ki bunlar derideki bağışıklık sistemi ve deri yaşlanmasında sorumludur, güneş koruyucular olsa da deriye ulaşabilir.
Güneşten koruyucu kullanımına ,çocukluk döneminde başlayın, çünkü yaşam boyu güneşe maruz kalmanın "% 80'i" 18 yaş altında olmaktadır. "6" ayın altındaki bebekler uzun süre güneşe maruz kalmamalı, eğer kalacaksa güneşten koruyucular kullanılmalıdır.


"Erken tanı kesin tedavinin en önemli ilk adımıdır."
Derinizi belli aralıklarla muayene edin. Eğer benlerinizde büyüme değişiklik olursa, derinizde renk değişikliği ve iyileşmeyen yaralar varsa bir an önce Dermatoloji Uzmanına muayene olunuz.

"Kanser öncesi deri bulguları "
Aktinik keratozlar özellikle güneş ışınlarına aşırı maruz kalmış açık tenli kişilerin yüz, el sırtı ve kollarında rastlanılan küçük üzerleri pullu lekelerdir. Tedavi edilmezlerde deri kanserine dönebilir. Eğer erken evrede yakalanırsa buz tedavisi ile çıkartılabilir, kemoterapi ilaçları içeren krem veya losyonlar kullanılabilir, infaplus.blogspot.com kimyasal peeling işlemi, dermabrasyon, laser tedavisi veya klasik cerrahi ile tedavi edilebilir. Güneşten ,koruyucular aktinik keratoz gelişimini engellerler.

"Deri kanseri Tipleri: "
Üç tip deri kanseri bulunmaktadır.

"Bazal hücreli karsinoma-"
Bu kanser tipi genellikle deride küçük etli kabarıklık şeklinde sıklıkla yüz, boyun ve el sırtlarında ortaya çıkar. Ara sıra gövdede kırmızı yama tarzı alanlar şeklinde görülebilir. Daha sıklıkla açık tenli kişilerde görülür. Bu kansere yakalanan kişiler açık tenli ve renkli gözlüdür ve güneş yanığına eğilimlidir. Bu tümörler hızlı yayılmazlar. 1-2 cm boyutuna ulaşmaları için aylar ,yıllar gerekir. Tedavi edilmezse; kanserli alan kanamaya başlar, üzeri kabuklanır. Zaman zaman iyileşip, zaman zaman tekrarlama özelliği gösterir. Bu kanser tipi nadiren metastaz (diğer organlara sıçrama) yapmasına rağmen, derinin altındaki kemiğe yayılabilir ve kanserli dokunun yakınındaki dokuları harap edebilir.

"Squamöz Hücreli karsinoma"
- Bu deri kanseri deri de kabarıklıklar veya kırmızı kabuklu yaralar şeklinde infaplus.blogspot.com ortaya çıkabilir. Squamöz hücreli Karsinoma açık tenli kişilerde en sık görülen ikinci kanser türüdür.Tipik olarak kulak, yüz, dudak ve ağızda görülür. Nadiren esmer kişilerde de görülebilir. Büyük kitleler oluşturabilir. Bazal hücreli karsinomanın tersine diğer organlara yayılabilir. Erken yakalandığında ,tedavi oranı yüksektir. Bazal hücreli karsinoma ve Squamöz hücreli karsinomada tedavi başarısı % 95 dir.

"Melanom -"
Bütün deri kanserleri içinde en öldürücü olanıdır. Bazal hücreli ve squamöz hücreli karsinoma da olduğu gibi melanomda da erken tanı tedavi şansını arttırır.

Melanom melanin denen pigmenti (deriye rengini veren madde) üreten melanosit dediğimiz hücrelerde başlar. Melanin derimizin rengini verir ve güneşten kısmi olarak korur. Melanom hücreleri melanin üretmeye devam eder ve bu nedenle kanser alanı kahverengi veya siyahtır. Fakat melanom beyaz ve kırmızı da olabilir.

Melanom yayılma özelliği gösterdiğinden muhakkak tedavi edilmelidir. Melanom dikkat çekmeden hızla büyüyebilir. Genellikle bir ben olarak veya kahve renkli bir benin üzerinde veya yakınında ortaya çıkar. Kişiler ciltlerindeki benlerin yerleşimi ve şeklinden haberdar olmalı ki, bunlar üzerinde olan değişiklikleri ve yeni ben çıkışını fark edebilesinler. Yapabileceğiniz en önemli adım benlerinizde herhangi bir değişiklik infaplus.blogspot.com saptadığınızda hemen bir Dermatoloji uzmanına muayene olmanızdır. Bu sayede derinizdeki melanom tedavi edilebilir aşamada iken yakalanmış olur. Aşırı güneşe maruz kalmaktan, özellikle güneş yanıklarından kaçınma açık tenli kişilerde melanomdan korunmanın en iyi yoludur. Melanomun kalıtsal özelliği de vardır. Ailesinde melanom olan kişilerin riski daha fazladır. Sıra dışı beni olanlar, çok sayıda beni olanlar melanom açısından yüksek riske sahiptir.

Koyu renkli tene sahip olmak melanoma olma riskini ortadan kaldırmaz. Esmer kişilerde infaplus.blogspot.com de özellikle avuç içi, ayak tabanı, tırnak yatağı ve ağızda melanoma gelişebilir.

Melanom şüphesi oluşturabilecek bulgular: Kabuklanma, kanama, sızıntı, üzerinde kabarma, etrafındaki deriye doğru çıkıntı gösterme, kaşıntı, hassasiyet ve ağrı hissedilmesidir.

"Cilt kanserlerine nasıl tanı konulur? "
Deri biyopsisi kanserin tanısını koydurur. Erken tanı ve cerrahi tedavi şansını arttırır.
Dermatoloji uzmanları kanseri erken yakalayabilmek için kişisel cilt muayenesinin önemine dikkat çekmektedir.
Derinizdeki çiller, benler ve koyu renkli alanları büyüklük, şekil ve renk değişikliği açısından gözlemleyin. Herhangi bir değişiklik saptadığınızda Dermatoloji Uzmanına başvurunuz.

"Melanoma ait Bulgular "
"Asimetri "- Benin bir tarafının diğer tarafından farklı olması. Benin ortasından hayali bir çizgi çiziniz. Benin her iki yanı aynı büyüklük ve aynı şekilde mi? Melanomda genellikle asimetri vardır.
"Sınır Düzensizliği" - Melanomun sınırı veya kenarı genellikle pürüzlü, çentikli veya bulanıktır.
"Renk" - İyi huylu benler herhangi bir renkte olabilir, fakat genellikle tek renklidir. Melanom ise sıklıkla birden fazla rengi içinde barındırır.
"Büyüklük" - İyi huylu benler küçük kalırken melanom büyümeye devam eder. Genellikle ,(6 )milimetreden büyüktür çaptadır.

"Kendinizin yapacağı periyodik muayene"
melanom ve diğer deri kanserlerinden korunmak için en güçlü silahtır. Melanom ancak erken yakalandığında tedavi edilebilir. Aşağıda belirtilen sırayı takip ederek hiç bir yeri atlamadan tüm deri muayenenizi kendiniz yapabilirsiniz. Kendi deri muayenenizi yapmak için bir boy bir infaplus.blogspot.com de el aynasına ve ışıklı bir odaya ihtiyacınız vardır.
Gövdenizin ön ve arka yüzünü ve de kollar kaldırılarak gövdenin sağ ve sol yanını ayna karşısında muayene edin.
Kolunuzu dirseğinizden kıvırarak avuçlarınıza, kol iç yüzüne ve üst kola dikkatlice bakınız.
Sonra bacaklarınızın arkasına, ayaklara, ayak parmak aralarına ve ayak tabanına bakınız.
Boynun arkasını, saçlarınızı kaldırarak el aynası ile kafa derinizi muayene edin.

Güneşlenmenin Zararları

Güneş ve SOLARYUM kaynaklı ultraviyole [morötesi] radyasyonun zararları Dermatoloji Uzmanlarını endişelendirmektedir.
İki tip ultraviyole radyasyon vardır: Ultraviyole "A" [UVA] ve Ultraviyole "B" [UVB]. "UVB" güneş yanıklarından sorumlu iken,
"UVA" derinin daha derin tabakaları tarafından emilerek daha fazla hasar neden olur.
Bir süredir" UV" radyasyona fazla maruz kalmanın zararlı olduğu sanılırken, yeni bilgiler bu zararın daha önemli boyutta
olduğunu ortaya çıkarmıştır. Bazı bilim adamları son zamanlarda "UVA" radyasyon ile en ciddi deri kanseri olan melanom
arasında ciddi bağlantı olabileceğini düşünmektedir.

"Güneşlenmenin zararları nelerdir? "
Güneş ve solaryum kaynaklı "UV" radyasyon deri kanserine neden olabilir. Eskiden deri kanserlerinin güneş yanığı ile ilişkili
olduğu düşünülürken, günümüzde orta düzeyde infaplus.blogspot.com bronzlaşmanın da kansere neden olabileceği bilinmektedir." UV" radyasyonun
bağışıklık sistemini baskılayan ve erken YASLANMAYI tetikleyen etkileri de vardır." UV" radyasyon kırışıklıkları arttırarak, kaba
bir deri görüntüsü oluşmasına neden olur.

"Fakat güneş ışığı insan sağlığı için faydalı değil midir?"
İnsanlar genellikle bronz tenin bir sağlık belirteci olduğunu düşünür. Gerçekte vücudun" D" vitamini sentezleyebilmesi için çok
az miktar güneş ışığına ihtiyaç vardır. Vücudun ihtiyacı olan "D" vitamini miktarı bronzlaşma ile elde edilenin çok altındadır.

"Gerçekten insanlar güneş ışığından zarar görmekte midirler?"
Evet. DERI kanserlerinin sayısı gün geçtikçe artmakta ve infaplus.blogspot.com uzmanlar bu artışın GÜNES ve solaryum kaynaklı "UV" radyasyona
bağlı olduğunu söylemektedir.

"Güneş ve solaryumun neden olduğu deri kanseri türleri tedavi edilebilir mi? "
Ne yazık ki hayır. "MELANON" [ UVB radyasyon arasında bir ilişkiden şüphe edilmektedir] denilen deri kanseri erken
yakalanmazsa sıklıkla öldürücüdür. MELANOM infaplus.blogspot.com vakalarının sayısı gittikçe artmaktadır.

Kulalıkla Müzik Dinlemek Tehlikelimi ?

adamları yememiş içmeiş bunuda araştırmışlar kulaklıkla ses dinlemek ilerde duyma problemlerine neden olabiliyormuş.
"95" desibeli aşan infaplus.blogspot.com seslerden kaçınmmamız gerekiyor.
"Kulak" içi kulaklıklardan kaçınmamız gerekiyor ama metroda otobüste yolda giderken vazgeçilmezlerimiz arasına giren "kulaklıkla" müzik dinlemek sorun olacagını hiç düsünmemistik. "Yinede biraz kısarak dinlemekte bir sakınca olmaz sanırım."

Dienstag, 20. April 2010

Akupunktur iğneleri acıtır mı?

Akupunktur iğneleri acıtır mı?



AKUPUNKTUR iğneleri, tam olarak "AKUPUNKTUR" noktasına batırıldığında; genelde ağrı hissedilmez. Fakat farklı bünyelerdeki INSANLAR hafif derecede ağrı hissedebilir. İğneler vücuda yerleştirildikten infaplus.blogspot.com sonra IGNENIN bulunduğu bölgede veya vücudun başka bir yerinde hissizlik, hafif bir "ağrı", "ısınma" veya "terleme" hissedilebilir.

Akupunktur Acıtırmı

HAYIR Birçok kişi iğne sözünden çok "irkilir" ancak genellikle "hastalar" tedaviden sonra onca endişeye rağmen iğneleri infaplus.blogspot.com çok az hissettikleri için şaşırırlar. Akupunktur iğneleri çok "incedir" ve iyi bir teknikle "uygulandığında" AGRI hissedilmez.

Ayse Özyilmazel Enerji sarki sözü


















"Çirkinim" birşeye benzemem,
"Balık" etliyim süzülemem,
Biraz da sıyrık diyorlar,
Niye kapımda ağlıyorlar,

Çok "çıtırsın" iddialısın,
Koyduğum yerde kalırsın,
Soğuttun ateşin düştü,
Enerjin yok sınıfta kaldın,

Bir şey eksik o da enerji,
Yok ki infaplus.blogspot.com aramızda sinerji,
Tutmayınca tutmuyor işte,
Seninki yaptı bana alerji,

Sıradan olma canımı sıkma,
Günde kırk kere mesaj atma,
Biraz da erkek olsana,
Koyun gibi bakmasana,

Pozitif düşün rahatlarsın,
Gider yapma aptal mısın,
Bir nefes al ona kadar say,
Dalai Lama sana anlatsın,

Bir şey eksik o da enerji,
Yok ki aramızda sinerji,
Tutmayınca tutmuyor işte,
"Seninki" yaptı bana alerji,

AJDA PEKKAN Amazon sarki sözü

Iste size Ajda Pekanin son Albümpnden olan Amazon sarkisinin sarki sözü

Böyle ilişki OLMAZ gözyaşı kaçınılmaz,
Merak etme sevgilim amazonlar asla ağlamaz,
Kalbini geri verdim bir daha işim olmaz,
Merak etme sevgilim amazonlar asla ağlamaz,

"Romantik" komedi filminde değiliz anladım nihayet,
Bir "Savas" sahnesi infaplus.blogspot.com bu ister cesaret,

"Sevişmek" olmuyorsa savaşırız elbet gülüm,
"Güllerin" savaşında gözyaşı değil çözüm,
"Güldüğüme" hiç bakma sen içimden ağlıyorum,
Bir savaşçı yarattın çok tebrik ediyorum,

Dişleri çok sıkmak baş ağrısına neden olur mu

Yapılan araştırmalar göstermiştir ki baş ağrısının "%80'inin" kaynağı kas gerginliğidir.

STRESS gibi psikolojik faktörler, kapanışı doğru ayarlanmamış dolgu, köprü gibi restorasyonlar,
diş sıkmak, gıcırdatmak, ortodontik problemler çapraşıklık , diş eksikliği bu kas gerginliğini meydana getiren sebeplerdir.

Bir kere ağrı olduğunda bir döngü başlar. AGRI sizi gergin ve hassas yapar bu da KAS gerginliği ve ağrıyı artırır.

AGRI "başın" tek tarafında ya da her infaplus.blogspot.com iki tarafında veya ,tüm çevresinde olabilir, eklemde veya ,yanaklarda hissedilebilir.
Künt fakat zonklayıcı tarzda olmayan bir ağrıdır.

Dişlerinizi çok sıkmak ya da GICIRDATMAK nedeni ile kaslarda gerginlik ve eklemde travma meydana geliyorsa,
gece plağı denen özel bir plak hazırlanarak rahat infaplus.blogspot.com etmeniz ve kasların gevşemesi sağlanır. Gerekirse bir KAS gevşetici verilebilir.
Tüm bunlara rağmen bir rahatlama sağlanamıyorsa cerrahi, fizik tedavi ya da psikiyatrist desteği gerekebilir.

"Unutmayın ki hayattaki en değerli yatırımınız kendi sağlığınızdır."

Kül yagmuru ölümcül olabilir

Uzmanlar, Salı gününden itibaren TÜRKIYE DE etkili olabileceği belirtilen "KÜL" bulutlarının, "HAVA" ile birlikte solunması halinde, ilk olarak deri tahrişi, "gözlerde" "sulanma", "kızarma", "burun akıntısı", "genizde yanma", "boğazda gıcık" ve "öksürük" gibi belirtilerle kendini göstereceğini belirterek, bu dönemde dışarı çıkmaktan kaçınılması, burundan "nefes alınıp verilmesi", "akciğer ve kalp" hastalarının mutlaka ilaçlarını düzenli kullanması gerektiğini BILDIRDI.

Göğüs Hastalıkları uzmanı "Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta", KÜL bulutlarının INSAN sağlığını olumsuz etkileyebileceğini belirtti. "Küçükusta", KÜL bulutunda insan sağlığı bakımından tehlike oluşturan maddelerin, "kükürt ihtiva" eden "sülfürik" "asit" ve çapları "10" mikrondan küçük olan "partiküller" olduğunu belirterek, Bunlar solunum yoluyla "akciğerlerin" içlerine kadar girerek, daha çok solunum ve dolaşım sistemini etkilerler. "10" mikrondan büyük olan tanecikler ise ancak "deri" ve "burun", "boğaz" gibi üst solunum yollarında zararlı etki gösterebilirler diye konuştu.

"Ahmet Rasim Küçükusta", söz konusu ATMOSFER kirliliğinin, tüm insanlara zarar verebileceğine, ama en çok "bebekler", "yaşlılar" ile akciğer ve kalp hastalığı olanları olumsuz etkileyebileceğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:

""Özellikle ;astım, "KOAH" gibi kronik akciğer hastaları, kalp yetersizliği ve hipertansiyonu olanların daha dikkatli olmaları gerekir. Kül bulutlarının insanların soluduğu havaya karışması durumunda ilk ortaya çıkacak olan belirtiler deri tahrişi, gözlerde sulanma, kızarma, burun akıntısı, genizde yanma, boğaz gıcık ve öksürük gibi infaplus.blogspot.com belirtilerdir. Kirliliğin yoğun olması durumunda ,astım krizleri ve KOAH ataklarına bağlı solunum yetersizliği, kalp ve tansiyon krizleri ve bunlara bağlı ölümler de ortaya çıkabilir."

""MUTLAKA BURUNDAN NEFES ALINIP VERİLMELİ""

Meteoroloji yetkililerinin, düzenli açıklamalar yaparak insanlar uyarması gerektiğini ifade eden Küçükusta, şu uyarılarda bulundu:

Kül bulutlarının soluduğumuz havaya karışması söz konusu olduğundan, özellikle akciğer, kalp hastaları ile bebek ve yaşlılar açık havaya çıkmamalı.
Mutlaka dışarı çıkması infaplus.blogspot.com gerekenler, dışarıda olabildiği kadar az kalmalı ve efor yapmaktan kaçınmalı.
Mutlaka burundan nefes alınıp verilmeli.
Dışarıda uzun zaman kalması zorunlu olanların, maske takmaları yararlı olabilir.

"Kül bulutu 'kara duman' oldu, Tekirdağ'a geliyor"

IZLANDA daki yanardağın patlamasının ardından oluşan volkanik kül bulutu Türkiye'nin hava sahasını da etkilemeye başladı. Bulutun bugün ve yarın Tekirdağ'da "kuru duman" şeklinde görülmesi bekleniyor.

Tekirdağ Meteoroloji Müdürlüğü yetkililerinden alınan bilgiye göre, son uydu görüntülerine göre toz ve kül bulutu infaplus.blogspot.com halen Romanya, Bulgaristan, Yunanistan'ın kuzeyi, Batı Karadeniz açıkları, İtalya, İspanya, İngiltere'nin kuzeyi ve Kuzey Avrupa bölgelerinde etkili oluyor.

Kül bulutunun Tekirdağ'da bugün ve yarın "kuru duman" şeklinde etkili olmasının beklendiğini belirten yetkililer, bunun görüş mesafesini düşürebileceğine dikkati çektiler.

Toz ve kül bulutunun yer seviyesinden özellikle "6" ile "10" bin metre üzerinde yayılım gösterdiğini ,aktaran yetkililer, "Bu kütlenin yer seviyesinde önemli bir etkisinin olmayacağı düşünülerek, halkımızın gereksiz yere paniğe kapılmamaları tavsiye edilmekte" ifadelerini kullandılar.

Cildin yaşlanması nasıl oluşur?

CILDIN yaşlanmasında ,en önemli faktör güneş ,ışınlarıdır. Ayrıca GENETIK yapımız da yaşlanma sürecini etkiler. Cilt yaşlanmasına bağlı değişiklikler vücudumuzun güneş gören yerleri diğer, alanlarla karşılaştırıldığında kolaylıkla FARK edilir. Ciltte infaplus.blogspot görülen yaşlılığa bağlı değişiklikler "kırışıklık", "çil", "güneş lekesi" ve "kılcal damar" genişlemeleridir..

Allergie

"""Allergien - wie man sie erkennt"""


Obwohl Heuschnupfen und andere Allergien häufig eher lästig als gefährlich erscheinen, ist es wichtig, so früh wie möglich mit einem Allergologen über die Erkrankung zu sprechen. Das hat mehrere Gründe: Zum einen kann der Arzt feststellen, ob der Betreffende wirklich ein Allergiker ist und wenn ja, wogegen er allergisch reagiert. Denn nur, wer seine allergieauslösenden Substanzen – die so genannten Allergene – kennt, kann ihnen aus dem Weg gehen. Zum anderen gilt: Wer Heuschnupfen nicht rechtzeitig behandelt, geht das Risiko eines so genannten Etagenwechsels ein. Die Erkrankung greift dabei auf die Lunge über und ein allergisches ASTHMa entsteht!
Am Anfang steht das Gespräch

Der Allergologe wird sich zunächst die Beschwerden, genau schildern lassen. Hierbei erfragt er unter anderem, ob sie nur zu bestimmten Zeiten und an bestimmten Orten auftreten und sich bei bestimmten Wetterlagen bessern. Dieses Gespräch mit dem Patienten ist besonders wichtig. Danach kann der Allergologe entscheiden, ob eine Allergie wahrscheinlich ist und welche Allergieteste zum Einsatz kommen sollen. Auch kann er aus der Anamnese bereits wichtige Informationen darüber gewinnen, welche Allergene für eine Testung in Frage kommen.

Der Arzt informiert am Ende des Gespräches darüber, wie die Diagnostik weitergehen soll und was der Patient dabei beachten muss. Zum Beispiel ist es wichtig, bestimmte Medikamente rechtzeitig vor einem Allergietest abzusetzen, weil sie das Testergebnis verfälschen könnten. Wie es nun weitergeht, hängt von der Art der SYMPTOME ab und davon, in welchem Zusammenhang sie auftreten. Meist steht am Anfang ein Hauttest.
Mit einem Hauttest geht es weiter

"Bei den Hauttesten im Rahmen der Allergiediagnostik bringt der Arzt mögliche Allergene auf oder in die Haut, um zu sehen, ob sie dort eine lokal begrenzte allergische Reaktion auslösen."

"Pricktest"
Bei den Typ I Allergien, zu denen auch die Pollenallergie, also der Heuschnupfen, gehört, verwendet der Arzt häufig den so genannten Pricktest. Dabei tropft er Allergenextrakte auf die Haut – meist am Unterarm. Anschließend sticht er mit einer sehr kurzen und feinen Spitze durch den Tropfen hindurch in die oberste Hautschicht. Der Test ist nicht schmerzhaft oder gefährlich. Wenn der Patient gegen die getestete Substanz allergisch ist, bildet sich innerhalb von rund einer Viertelstunde an der Teststelle eine Quaddel aus. Das ist eine juckende Anschwellung der Haut wie bei einem Mückenstich.

Zur Kontrolle testet man auch eine Negativkontrolle ohne Allergen und eine Positivkontrolle (mit einem Stoff namens Histamin). Im Bereich der Negativkontrolle darf es nicht zur Ausbildung einer Quaddel kommen, bei der Positivkontrolle muss immer eine Quaddel auftreten, damit der Test auswertbar ist. Die Quaddeln können jucken, was aber meist nach wenigen Minuten wieder abnimmt.

"Intrakutantest"
Ein anderer Hauttest ist der „Intrakutantest“. Dabei spritzt der Arzt das Testallergen mit einer Spritze in die Oberhaut – meist am Rücken. Auch hier bildet sich eine QUADDEL, wenn der Patient allergisch gegen die Substanz ist. Der Intrakutantest ist empfindlicher als ,der Pricktest. Allergologen verwenden zum Beispiel vor einer so genannten Hyposensibilisierung, um festzustellen, wie stark allergisch der Patient reagiert (vergleiche Allergien – so werden sie behandelt).

"Scratchtest"
Der Scratch- oder Ritztest ist eine Variante des Pricktestes. Allergologen verwenden ihn häufig, wenn sie vermuten, dass der Patient auf eine Substanz allergisch reagiert, zu der es keine käuflichen Allergene gibt, mit denen sich ein Pricktest durchführen ließe, zum Beispiel bestimmte Nahrungsmittel. Zunächst ritzt der Arzt die Haut – meist am Unterarm – mit einem speziellen; Instrument leicht ein. Anschließend tropft oder legt er das vermutete Allergen auf diese Stelle. Bei einer Allergie bilden sich auch hier Quaddeln aus. Wie beim, Pricktest kontrolliert er die Aussagefähigkeit des Tests mit einer Negativ- (Kochsalz) und einer Positivkontrolle (HISTAMIN).

"Reibtest"
Der Reibtest ist der einfachste aber auch der unempfindlichste allergologische Hauttest. Bei ihm werden die Allergene auf ein begrenztes Hautareal – meist an der Innenseite des Unterarmes – aufgerieben. Wieder kontrolliert der Arzt, ob sich Quaddeln im Testbereich bilden. Der Allergologe verwendet diesen Test zum Beispiel, um festzustellen, ob sein Patient gegen die Haare eines bestimmten Haustieres allergisch ist. Als Negativkontrolle reibt er an einer anderen Stelle die Haut mit etwas Kochsalzlösung ein. An dieser Stelle darf sich keine ;QUADDELl bilden, andernfalls hat die Reaktion weniger mit dem vermuteten Allergen als mit der mechanischen; Reizung der Haut während des Reibens zu tun. Wenn dies der Fall ist, kann der Arzt nicht davon ausgehen, dass die Quaddelbildung eine ,Allergie anzeigt. Er muss sich dann einen anderen Test überlegen, um der möglichen Allergie auf die Spur zu kommen.
Die Auswertung der Hautteste

Für alle hier beschriebenen Teste gilt: Eine Quaddelbildung spricht dafür, dass das Immunsystem des Patienten mit der getesteten Substanz in Berührung gekommen ist und darauf mit der Bildung von Abwehrkörpern reagiert hat. Diese so genannte Sensibilisierung muss aber nicht zwangsläufig mit allergischen Symptomen; einhergehen. Erst wenn ein eindeutiger Zusammenhang zwischen der Krankengeschichte des Patienten und einer im Test nachgewiesenen Sensibilisierung besteht, kann der Arzt von einer Allergie ausgehen.
In Zweifelsfällen kann ein Labortest weiterhelfen

Für einen allergologischen Labortest nimmt der Arzt dem Patienten etwas Blut ab und lässt es im Labor auf bestimmte Abwehrstoffe, so genanntes Immunglobulin E (IgE) untersuchen. Das Labor kann zum einen das Gesamt-IgE eines Patienten bestimmen: Bei Allergikern ist es im Vergleich zu Nichtallergikern häufig erhöht. Allerdings gibt es eine Grauzone bei der Konzentration des IgE im Blut: Liegt der Wert darunter, ist eine Allergie eher unwahrscheinlich, liegt er darüber, ist eine Allergie wahrscheinlich. Wenn die Blutkonzentration an Gesamt-IgE aber in der Grauzone liegen, kann der Arzt keine klare Entscheidung anhand dieses Laborwertes treffen. Die Bestimmung des Gesamt-IgE dient daher eher zu Orientierung.

"Allergenspezifisches IgE"
Im Gegensatz zum Gesamt-IgE bestimmt das Labor beim allergenspezifischen IgE nur den Anteil von IgE-Abwehrkörpern im Blut, der sich gegen ein bestimmtes Allergen richtet. Die Aussagekraft des allergenspezifischen IgE ist höher als die des Gesamt-IgE. Wie bei den Hauttesten gilt aber auch hier: Ein positives Testergebnis (Nachweis von allergenspezifischem IgE im Blut) bedeutet nur, dass das Immunsystem des Patienten mit der getesteten Substanz in Berührung gekommen ist und darauf mit der Bildung von IgE reagiert hat. Diese Sensibilisierung muss aber nicht zwangsläufig mit allergischen Symptomen einhergehen.
Provokationsteste können zur Sicherung der DIAGNOSE beitragen

Bei den Provokationstesten werden die Allergene direkt an das ORGAN gebracht, an dem der Patient seine allergischen Beschwerden hat. Das sind häufig die Schleimhäute. Die Provokationsteste bieten im Gegensatz zu den Haut- und Bluttesten einen entscheidenden Vorteil: Mit ihnen kann in der Praxis die natürliche Allergenbelastung simuliert werden. Positive Testergebnisse besitzen daher eine höhere, diagnostische Wertigkeit und können in Zweifelsfällen oft die Diagnose sichern. Da diese Testungen aber langwieriger sind und nicht so viele, Allergene auf einen Schlag getestet werden können, kommen Sie nur bei speziellen Fragestellungen zum Einsatz. Alle Provokationsteste werden nur durchgeführt, wenn der Patient gerade weitgehend frei von Beschwerden ist.
Nasaler Provokationstest

Bei diesem Test sprüht oder tropft der Arzt die zu testenden Allergenextrakte auf die Nasenschleimhaut des Patienten. Bei einer ALLERGIE stellen sich nach einer Wartezeit ie entsprechenden Symptome ein: zum Beispiel; Nasenlaufen,

Montag, 19. April 2010

MUTSUZLUK

Dışarda herkes birbirini dövecekmiş gibi mi bakıyor, bana mı öyle geliyor? Sanki herkes
“ahan da bana bi laf söylese, de yada bir çarpsa da ben de saçını yolsam, DALSAM DÖVSEM,
KÜFÜR etsem” diye içinden geçiriyor gibi bir surat ifadeleri var. Herkes bir öfke, bir telaş, bir
acele içinde. Herkes bir yere yetişiyor. Her saat eksik. Duygular bir yerlerde hapsolmuş gibi.
Hoşgörü yok, sabır askere gitmiş, sevgi zaten malulen emekli, saygı desen o bu diyardan bilinmez
yerlere göç etmiş.

Sevgililer küs, küfürler havada uçuşuyor, bir zamanlar aşık olup evlenen insanlar sanki düşman
olmak zorundalarmış gibi birbirilerine hakaret ediyorlar. Hatta en sonunda eski kocası ölmüş
bir sanatçıya yazı yazdı diye onu köşe yazısında aşağılayan bilgisiz cahil yazar (!) gazeteciler
bile türedi. Sanatçılara hakaret siteleri açılıyor., Millet bakkala kasaba merhaba demeyi zul
sayıyor da her gün twitter da face de. Kimse kendi dedeiğine imzasını atamıyor. Herkes bir
öfke, bir korku ve bir yılgınlık içinde.

Gencecik insanlar da surat bir karış. Sorsan iş yok para yok mutsuzlar. Çalış desen iş mi var derler,
iş bulsan parası AZ YADA yolu uzun diye beğenmezler. Kim alıştırdıysa onları "rahata". Herkes “armut PIS ağzıma
DÜS” diye bir düşünce içindeler. Millet İstanbul’dan kaçma, telaşı içinde. Herkes sorunlar yumağında,
panik atak. Antidepresanlar bu ülkenin hiç bir döneminde bu kadar her eve girememişlerdi herhalde.
Yeşil reçete tarihe karıştı, millet avuç avuç zanax, apranax kullanmaya başladı. Millette bir sinir, bir celal
ki sormayın gitsin.

Korkuyorum. Üzülüyorum. Endişeliyim. MUTSUZLUk kötü bir hastalıktır. Komşuluğun, sohbetin, dürüstlüğün,
sevgiinin, saygının, çalışmanın, arkadaşlığın olmadığı yerde gelir baş köşeye oturur. Siz yüz verdikçe astarını
ister. Suratınıza asık bir ifade,, hareketlerinize bir kabalık, kalbinize bir ağırlık bırakır. Bir bakarsınız kendi
mutsuzluğunuzun acısını herkesten çıkarır olmuşsunuz. Kendi yalnızlığınızın kölesi olmuş,, herkesi
eleştirir, herkesi mutsuz görmek ister olmuşsunuz.

Artık ne deniz kenarı, ne martı çığlıkları, ne DEMLI bir çay, ne koyu kahve, ne de bir dost sesi huzur vermez size.
Mutsuzluğunuz, hiç birini; barındırmanıza izin vermez. Çünkü mutsuzluk yanında dost yüzler, aşk, sevgi istemez.
Çok bencildir. Hiç bir duygu emaresi görmeye tahammül edemez. "Eşinize", "çocuğunuza", "sevdiklerinize" sabırsız,
sinirli, her an her şeyinden korkulan, saymayan, sevmeyen biri haline gelir adına da “yaşam koşullarının stresi” dersiniz.

Mutsuzluk bağımlılık yapar. Şüpheyi, düşmanlığı ve sevgisizliği beraberinde getirir. Sürekli acıyı davet eder. Ve kendiniz
olmaktan çıkarır sizi.

Oysa ki herşeye rağmen hayata gülmek, küçük şeylerden mutlu olmaya çalışmak, şükretmek çok güzeldir ARKADASLARIM KARDESLERIM

Nokia N8

Herkezin bildigi gibi Nokianin her Modelo ayri bir fark yaratiyor . Cok cesit marka olmasina ragmen marka siralarinda en üst siralarda olan bir marka dir .
Iste size Nokia N8 tanitiyoruz.


NOKIA nın yeni gözdesi ve ürün gamının zirvesinde ;yer alacak model ortaya çıkıyor
"N8". Sabah saatlerinde, internet sayfalarında resmi ;dolaşan "N8", önümüzdeki günlerde
resmen tanıtılacak.

Cihazın özellikleri hakkında; ufak tefek bilgiler mevcut: "N8 32 GB" saklama alanı,
çoklu dokunmatik ekran, "Symbian" işletim sistemi ve "12 MEGAPIXELIK" Kamera ile
donatılmış. Yetenek açısından olduğu ;kadar cep yakma konusunda da zirveye oynayacak.
Bununla beraber, "N8" in kesin fiyatı belli değil.

Alpine Bmw B7









Zayıflamak

Diyete başlarken önemli olan vermeyi düşündüğünüz kilolar değildir. Hedefe ulaşmak
daha önemlidir. Uzmanlar kilo vermek isteyen kişilere KURALARI hatırlatıyorlar.
Bu kurallara uyarsanız, fazla kilolarınızdan kurtulmanız daha kolay olur.
İşte uymanız gereken KURALAR






Kilo verme konusunda gerçekleşmesi imkansız olan hedefleriniz olmasın. Kendinizi belirli bir
kiloya ulaşmak zorunda hissetmeyin. Bir iki kilo fazlalığın önemli olmadığını kabullenin.

Zayıf olan her kadın seksi değildir. Diyet uygulamaktaki amacınız seksi görünmekse bunun
sadece kilo vermekle bağlantılı olmadığının farkında olun.

Diyet yaptığınızda vücudunuzun genel şeklinin değişeceğini sanmayın. Kilo verdiğiniz
zaman vücudunuz sadece daha ince görünecek. Kilo vermek iri göğüslerinizi ve kalçalarınızı
belli bir ölçüde küçültebilir ama bu bölgeleriniz yapı olarak iri gözükmeye devam ederler.

Aldığınız kalorilerin miktarını yavaş yavaş azaltın. Yiyeceklerinizin az yağlı olmasına özen
gösterin. Mönünüzden sebze ve meyveyi eksik etmeyin.

Amacınız kısa sürede çok fazla kilo vermek olmasın. Bu sebeple yaz mevsimine ince
girmek istiyorsanız ya da özel bir günde daha ince gözükmek istiyorsanız kilo vermeye aylar
önceden başlamalısınız. Tek gıda diyetleri, iradenize, beslenmenize ve vücudunuza zarar verir.
Günde 1200-1500 kalori alacak şekilde beslenin ve sürekli hareket edin spor yapın.

Diyet sırasında verdiğiniz kiloları geri almamak için sağlıklı beslenmeyi alışkanlık haline getirin.
Sebze ve meyvenin porsiyonlarını artırırken şeker, et, yağ ve unlu gıdaları azaltın.

Kalori hesaplama işinizi göz kararı yapmayın. Mutfağınızda bir tartı bulundurun ve yanınızdan
hiç eksik etmeyeceğiniz kalori listesine göre hesaplama yapın. Ama bunu yaparken fazla abartıya da kaçmayın

Egzersizlerinizi aksatmayın. En büyük kabusunuz egzersiz yapmaksa ve bunu yaparken
canınız sıkılıyorsa sevdiğiniz hareketleri yapın. Bunun için haftada üç kez sevdiğiniz bir müziğe
ayak uydurarak dans edebilirsiniz.

Her gün tartılmayı alışkanlık haline getirmeyin. Haftada bir gün, günün aynı saatinde ve aynı
kıyafetlerle tartılmanız gerekir.

Her gün yediklerinizi not edin. Uyguladığınız diyetten memnun kalmadıysanız notlarınıza
bakarak nerede hata yaptığınızı anlamaya çalışın. Bu bilgiler bir sonraki egzersizlerinize ışık tutacaktır.

Karniniz neden siser

Karnınızdaki şişkinlik genellikle mide ve bağırsaklarda gaz birikmesi ile ilgili bir
durumdur ve bunu takip eden süreç biraz ağrılıdır.

Bu durumu ancak gaz çıkararak sona erdirebilirsiniz.
Karın şişkinliğine bir çok şey sebep olabilmekle beraber bunlardan bazıları
yağlı besinlerin hazım zorluğu, stres, endişeli ruh hali, sindirim sistemindeki
enfeksiyonlar gibi sebepler olabilir.



"Gaz nedeniyle oluşan şişkinliğe karşı ne yapmalı?"

(1). Her yutkunmamızda bir miktar hava yutarız ve bu durum hızlı yediğimizde,
heyecanlı ve stresli olduğumuzda, sakız çiğnerken, kamışla bir şeyler içerken
artabilir ve bu hava bağırsaklarımızda gaz oluşmasına sebep olur.

(2). Sebze ve meyveler, tahıllar ve baklagiller sağlıklı lifler bakımından son derece
zengindir. Buna rağmen gaz şikayetiniz varsa bu besinleri tüketirken daha dikkatli
olun özellikle çiğ tüketmemeye özen gösterin.

(3). Bazı durumlarda bağırsak hareketlerini arttırmak adına lif takviyeleri de ani ve fazla
gaz oluşturabilir. Bira gibi gazlı içecekler de gaz üreticilerindendir.

Eğer şişkinliğiniz geçmiyorsa doktor kontrolüne geçmelisiniz.



"Karın şişkinliğinden kurtulmak için:"

(1). Soğan, BRÜXEL lahanası, karnabahar, brokoli, kuşkonmaz, armut, sakız, bira,
sütten bir süre uzak durarak bu besinlerin sizde karın şişliğine sebep olup olmadığını anlayabilirsiniz.

(2). Yapay tatlandırıcılardan uzak durun.

(3). Küçük porsiyonlarda yemek yemeye alışmaya çalışın. "3 ana 3 ara öğün" kuralını hayatınıza geçirin.

(4). Yemekleri küçük lokmalar halinde yemeye gayret edin. Aceleniz varken, heyecanlı
veya stresli olduğunuz anlarda yemek yememeye özen gösterin.

(5). DIS SAGLINIZA daha fazla önem verin.

(6). "SIGARAYI" bırakmaya gayret edin zira bu daha fazla hava yutmanıza sebep olur

Kalbinizin Dostları

Bazı gıdaların damarları temizleyerek kandaki kolesterol oranını azalttığı ve kan basıncını
düşürdüğü uzmanların ortak görüşü. Birbirinden yararlı özellikleriyle kalbinizle dost gıdalar
aslında Türk mutfağının vazgeçilmez enstrümanları…

Bu gıdaların dengeli tüketimi kalp sağlığı için yeterli değil. Sağlıklı bir kalp için en önemli
şartın düzenli egzersizi ve spor yapmak olduğunu unutmayalım. Tüm bunlarla beraber
özellikle çocuklarınıza küçük yaşta edindirilebilecek beslenme alışkanlığı da ilerleyen
yaşlar için son derece hayati bir önem taşıyor. İşte Türk vazgeçilmezleri aynı zamanda
kalbinizle dost gıdalar.

"FINDIK "
Fındık yağ içerir, ama bu yağ kolesterol oranını düşüren mono doymamış yağdır.
Ayrıca fındıkta damarları koruyan E vitamini bol miktarda bulunur çinko, lif ve magnezyum
da bulunur. Bir avuç fındığa kuru üzüm katıp gün boyunca atıştırın. Sağlığınızı korumuş olacaksınız.

"ZEYTINYAGI "
Doymuş yağlar yerine, zeytinyağı kullanırsanız, kanınızdaki kolesterol miktarı azalır ve kan
basıncınız düzene girer. İspanya’da yapılan deneyler, son derece yararlı olduğunu kanıtladı.

" PIRINC"
Pirincin kolesterol ile savaştığı biliniyor. Ayrıca" pirinç" bol miktarda "E" vitamini ve "B" vitamini içerir.

"DOMATES"
Domatesin kırmızı renk almasını sağlayan likopen isimli bileşim, damarlarda kolesterolün
birikmesini nler. Özellikle domates salçasının kolesterole karşı iyi bir silah olduğunu belirtelim.

"ELMA"
Günde bir elma yerseniz, kalp hastalıklarında korkmanıza gerek kalmaz. Elmada bulunan ve
pectin adı verilen lif kendini kolesterole bağlar. Böylece kolesterolün damarlardan geçmesini önler.
Elma düzenli olarak yenirse, kalp hastalığına yakalanma tehlikesi azalır. Bu meyvenin içerdiği
vitaminlerde cabası.

"SOGAN"
Soğan ve sarımsak kalbinizin sağlığı için canla başla savaşan yiyeceklerdir. Soğanın içerdiği maddeler
kolesterolün oksitlenip damarların duvarlarına zarar vermesini engelliyor.

"TANE FASÜLYE "
Kuru, tane fasulye türlerinin harika besinler oldukları kesin. Hergün 1-1/2 fincan kuru fasulye yerseniz,
kısa sürede kanınızdaki kolesterol miktarı azalır. Ayrıca kuru fasulye kolesterol gibi damarları tıkayan
başka maddelerin birikmelerini önler.

"ISPANAK"
Ispanak demir içermese de kalp hastalıklarına ve yüksek tansiyona karşı birebirdir. Kolekterolün damarlara
yerleşmesini önler. Ayrıca ıspanak, magnezyum ve potasyum gibi mineralleri içerir, kan basıncını düşürür.

"SARIMSAK"
Sarımsak, kandaki kolesterol oranını düşürür. Kan pıhtılarının damarları tıkamasını engeller Araştırmacılara
göre her gün bir diş sarımsak kalbi korumak için yeterli.

"GREYFURT "
Narenciye türündeki bu yararlı meyve 80 kalori içerir. Aynı zamanda bir "C" vitamini deposudur. Ayrıca içi
pembe olan greyfurda renk veren madde damarları kolesterolün tahribatından koruyan bir antioksidandır.

"YULAF "
Yulaf ve yulaf gevreği, kolesterolün bir numaralı düşmanlarıdır. Yulaftaki lif kendini kolesterole bağlar ve
kolesterolü vücut sisteminden dışarı çıkarır. Günde (1-1/2) fincan yulaf yerseniz kanınızdaki kolesterol
miktarı "%20" oranında azalır.

"CAY "
Eskiden kalp hastalarının çay içmeleri yasaklanırdı. Günümüzde ise çayın kalp için son derece yararlı
olduğu iddia ediliyor. Çayın içerdiği bir madde damarların çeperlerindeki kolesterolün birikmesini önler,
ayrıca kan pıhtılarının damarları tıkama olasılığı azalır.

Kül dumanından hangi ünlüler etkilendi

Dünyayi fels eden yanardag patlamasindan etkilenen ünlülerden bi kaci nin nerde neden masur kaldigi buradan ögrene bilirsiniz.


İzlanda’da patlayan yanardağ havayolu trafiğini felç edince,
ünlüler çeşitli ülkelerde mahsur kalarak "yanardağzede" oldular.

Şarkıcı MUSTAFA SANDALl eşi ile tatil için gittiği ITALYADA da mahsur
kalınca ALMANYADAKI daki konserini iptal etmek zorunda kaldı.

Yalın ise LONDRADA da dün akşam vermesi gereken konseri ayın 27’sine
ertelemek zorunda kaldı.

Bir diğer Londra mağduru ise Kerem Görsev. Ünlü CAZCI stüdyo kaydı
için gittiği LONDRADAN an Türkiye’ye dönemiyor.

Demet Akalın Tecrübe Şarkı Sözü

Demet Akalın Zirve 2010 albümünden Tecrübe şarkısının sözleri…



Kime bu CAKA bu HAVA
Seni herkes iyi tanıyor
İki cümlelik yalan
Bir sözün BIR sözünü tutmuyor
Şımarık dengesiz halin
Uzaktan bile fark ediliyor
Eş dost arkadaş her gün
Durmadan seni konuşuyor
Bune cesaret sanki felaket
Neresinde bunun asalet
Güzel "oyundu" ama "bozuldu"
Herşey çoktan unutuldu
Zamanın ´´aşkları´´ tatlı ´´telaşları´´
Bütün detayları BOS veriyor
Üzüntü hali olmuyor mani
Burada tecrübe konuşuyor.

Ebru Polat Kalp Ayazı Şarkı Sözü

Ebru Polat ve arayipta buldunuz sarkinin yani Kalp Ayazı Şarkı Sözü burda bu sayfadan alabilirsiniz.




Tadı kalmadı aşkımızın
Yok edince hayallerini
İçi kapkara gecelerimin
Göremem nice dertlerimi
Adı neyse seninle geçen
Bir "ROMAN" gibi geçti yazık
Sonu hep ızdırapla biten
İki sevgili olmayalım
Ne olursa bu "ASKIN" adı
Bu kadar uzak olmamali
Acı versede kalp ayazı
Bu kadarda dokunmamalı
Bir "KALPTE" iki yeni sevgili olmaz
Çok özleyenlerin yeri dolmaz
Nedir suçum gelip anlatacaktın
Kırmadan bu KALBI´´ apansız

Donnerstag, 15. April 2010

Gülsen Ezberbozan sarki sözleri

Size Gülsenin 2010 cikardigi Albümünden ve ikinci videoklibi olan sarkisina cektigi klibin Ezberbozan adli parcanin sarki sözleri


Kavuşmak yüzdesi düşük Varsayım
Evet hep var OLASILIK, nedir sanki kar Payım
Anlamam küsürattan, düşelim mi bunu da aşktan
Bak yine şaşırdım, düz hesap yapalım
Eldeki mühimmatla, sağ çıkılır mı bu iç SAVASTAN
Bak yine yenildik, teslim OLALIM
Sen hep tedbirler aldın, ben gözü karardım
Sen kadere razı dünden ,ben ezber bozandım
Çok geç olmakla birlikte ,sevdiğime pişmanım
Sen boyun eğdiğinle, kal ben ISYANLARDAYIM

İpad Türkiyeye Ne Zaman gelecek

Kim istemezki böyle bi teknolojide bir alet kunlanmak, herkesin istedi ve beklendigi gibi bir Alet.

IPAD amerikada yogun ilgi görüyor ,ve app storelerde ,nerdeyse IPAD kalmadı
ama bütün dünya gibi türkiyede IPAD'in uluslar arası çıkış tarihini ;ve fiyattını bekliyor.
Nihayet APPLE patronu tarihi açıkladı 10 Mayıs günü açıklanacak olan IPAD yurt dışı;
çıkış tarihini herkez büyük bir "merakla" bekliyor!

Hadise Kahraman

Hadisenin En cok sevilen RnBesk sarkisi Kahraman dinlemek isterseniz bizden dinleye bilirsiniz .
Kahraman Videoklibi


Yaşlanmayı yavaşlatan hap

Kim isterki yaslanmak herkez dinc olmak ister iste size yardimci olacak bir hap .


DAILY EXPRESTE yayınlanan habere göre Birmingham Üniversitesi’nde görevli araştırmacı
"Bilim adamlari" yaşlanma sürecini durduran ilaçların geliştirilmesinin mümkün olduğuna inanıyor!

Gene dayanarak geliştirilecek ilacın, Vücudun yaşlanmasını hızlı bir şekilde yavaşlatma
potansiyeline sahip olduğu tahmin eden araştırmanın lideri Dr. Robin May, bu gene dayanarak
yaşlanma sürecini yavaşlatan ilaçlar geliştirebileceklerini ifade etti ve “Yaşlanma sürecini durduramayız
ancak süreci yavaşlatmayı gerçekleştirebiliriz” dedi.

Araştırma ekibi, “DAF-16″ isimli genin yüksek seviyelerde olmasının uzun yaşamla doğrudan ilişkili
olduğunu buldular. Çalışmada, araştırmacı infaplus.blogspot.com bilim adamları "DAF-16" geninin LABORUTAR kurtlarının
ortalama ömrünü ve yaşlanmasını belirlemede söz sahibi olduğunu tespit ettiler.

Dr. MAY, normal yaşlanma sürecinin genler tarafından nasıl düzenlendiğini ve bu genlerin bağışıklık
gibi diğer özellikler üzerinde etkisinin olup olmadığını bilmek istediklerini kaydetti. BUNU YAPMAK
için geni incelediklerini söyleyen May, bu genden daha fazlasına sahip olarak daha uzun yaşama
şansına da sahip olabileceğimizi açıkladı.

Murat Göğebakan Aşıklar Yolu Şarkı sözü

2010 cikardigi Albümüyle begenilen sarki asiklar sarkisinin sarki sözleri


Yüreğimde bir resmin var
Gözlerim seni ARIYOR
Aşıklar yolunun sonunda
Dalıp dalıp giden, gözlerim

Yokluğunda seni arıyor
Aşıklar yolunun sonunda
Aşkın kalbimde ,bir tutsak
Batan güneş seni soracak
Aşıklar infaplus.blogspot.com yolunun sonunda
Zindanlarda benim sevdam

Yokluğuna hasret kavgam
Aşıklar yolunun sonunda
Ve sen gidiyorsun
Bense şehrin ışıklarına
Sensiz ,bakıyorum arkandan

Ve sen gidiyorsun
Ben yanıyorum yüreğimden
Dört duvar odamın küçücük
Penceresinden bakıyorum
Bir daha bir daha hani son bir kez daha
Dönüpte bakarmısın diye

Ve sen gidiyorsun,
Ben taş basıyorum bağrıma
Gecenin koynunda hayal satın alıyorum
Yalnızlığımı rüşvet verip soğuk koridorlara
Ve bir kez daha, polyanna oluyorum kendi kendimle
Yüreğimin en derinliklerinden

Bir şelale gibi içime akarken, gözyaşlarım
Tebessüm ediyorum yanımdaki dostlara
VE SEN GIDIYORSUN
Bense sensiz bakıyorum
Şehrin ışıklarına,
Sensiz bakıyorum arkandan!

Hande yener Sopa

Hande yener Sopa türkiyeyi kasui kavurdu yeni klibiyle yine gundeme ve tiklama oranlarini alt üst etti sarki sözlerini konu icine yorum olarak yaza bilirsiniz

Depresyon Belirtileri

Cok kisinin sorunlu oldugu hatta sinir ve stres ile baslayan depresyon ile bilmedikleriniz bizden aliyorsunuz.
Bir çoğumuz depresyonun varlığını duygusal, belirtilerle fark edebiliyoruz Ancak depresyonla birlikte vücudumuz
da çeşitli sinyallerle tehlikeye karşı uyarıda bulunuyor. UZMANLAR depresyonun fiziksel belirtilerinin şunlar olduğunu belirtiyorlar:

1-Aşırı yorgunluk ve uyku problemleri

Depresyonun başlıca fiziksel belirtilerinden bir tanesi de uyku problemlerinin baş göstermesi
ve gün içinde yaşanan aşırı yorgunluk hisleri. Depresyon durumunda; sabahları yataktan
kalkmak imkansız gibi gözükebilir, UYAMAK da zorluk çekebilir veya normal sürelerden daha fazla uykuya zaman ayırabilirsiniz.

2-Ani kilo değişiklikleri

Depresif belirtiler gösteren kişiler, damak tatlarını, kaybedebilir ve bununla birlik kilo kayıpları da yaşayabilirler
Başka depresyon vakalarında ise kişiler daha yoğun bir şekilde yemek yiyerek hızlı kilo alırlar

3-Baş ağrısı

Baş ağrılar depresyonda olan insanlarda daha sık görülür. Eğer migren gibi kronik bir rahatsızlığınız varsa, etkileri depresyonda iken daha ağır olacaktır.

4-Sırt ağrıları

Depresyonda iseniz sırt ağrılarınız daha şiddetli ve yoğun olacaktır.

5 ( BES )-Göğüs ağrıları

Göğüs bölgesinde beliren ağrılar çok ciddi kalp rahatsızlıklarının habercisi olabilirler. Böyle bir rahatsızlığınız
varsa vakit kaybetmeden bir uzmana görünmenizde fayda var. Ancak depresyon
göğüs bölgesinde birden beliren ağrılara da sebep olabiliyor.

6-Sindirim problemleri http://infaplus.blogspot.com/

Mide bulantıları veya ishal gibi rahatsızlıklar depresyonda iken sık ve ağır gözlemlenebiliyor!

Saray Böcekleri

ismini gercekten ilez duydugum bir konu paylasmak istedim sizlerle Saray Böcekleri buyrun neymis kimmis sizde görün..

Dolmabahçe Sarayı’nın ilaçlanması için 1 milyon lira gerekiyor!

Ankara Üniversitesi
'AÜ'Ziraat Fakültesi ile
TBMM Milli Saraylar,Daire Başkanlığı’nın ortaklaşa yürüttüğü proje ile
İstanbul’da bulunan bazı milli saray ve köşklerdeki ahşap objeler ve mobilyalar
yıllar içinde oluşan böceklerden arındırıldı, Devlet Planlama Teşkilatı’nın (DPT) desteğiyle yaklaşık
(1 milyon 200 bin TL)’ye mal olan proje ile Beylerbeyi Sarayı, Yıldız Şale Köşkü, Küçüksu
Kasrı’ndaki böcekler temizlendi. Proje hakkında bilgi veren AÜ Ziraat Fakültesi Bitki Koruma
Bölümü Entomoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mevlüt Emekçi, 2004 yılında Küçüksu Kasrı
(10 bin metreküp), 2005 yılında Yıldız Şale Köşkü (60 bin metreküp) ve 2008 yılında Beylerbeyi Sarayı’nın
böceklerden arındırıldığını, 75' bin metreküplük Beylerbeyi Sarayı’nda Avrupa’da bu
alanda yapılan en büyük uygulamanın gerçekleştirildiğini belirtti.

Proje başlamadan önce uygulamanın İngiltere’de bazı firmalara teklif edildiğini dile getiren Emekçi,
O dönemde sadece bir uygulama için 2 milyon pound istemişler. Biz o kadar yer yaptık harcadığımız para
1 milyon 200 bin TL. Yaptığımız *yerlerden şu ana kadar şikayet gelmedi” dedi. Emekçi, projeye
başladıklarında saraylardaki bütün mobilyalar ile yer ve duvar kaplamalarının böcekler tarafından delik deşik hale getirildiğini anlattı
Emekçi’nin verdiği bilgiye göre, Dolmabahçe SARAYI da ilaçlama projesine dahildi. Ancak sıra buraya geldiğinde ödenek bitti
Para olmadığı için Dolmabahçe Sarayı, böceklerden arındırılamadı.
453 bin metreküp hacme sahip Dolmabahçe Sarayı’nın diğer yapılarla kıyaslanmayacak kadar büyük olduğunu anlatan Prof
Mevlüt Emekçi, “Dünyadaki en büyük uygulama olur. Kaba bir hesapla 1 milyon TL. Bu da sarf malzemesi için
Her şey hazır ama sülfüril florit gazı yurt dışından geldiği için çok pahalı bir gaz. Ona yönelik bir masrafımız olacak” diye konuştu!